Bir hastada nadir görülen abetalipoproteinemi (ABL) hastalığına rastlanmış ve bu hastalıkta yeni bileşik heterozigot mutasyonlar tespit edilmiştir. Bu hastalık, apolipoprotein B (apoB)-içeren lipoprotein seviyelerinin aşırı derecede düşük olması, diyet yağlarının ve yağda çözünen vitaminlerin emiliminde sorunlar yaratmasıyla bilinir. Bu durum, gastrointestinal, nöromüsküler ve oftalmolojik semptomlara yol açar.
ABL hastalığı, çok nadir görülen ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Bu çalışmada, mikrosomal trigliserit transfer protein (MTP) geninde c.1686_1687del [p.Ser563TyrfsTer10] ve c.1862T>C [p.Ile621Thr] adlı yeni bileşik heterozigot mutasyonlar taşıyan bir hastanın durumu incelenmiştir. Panel sekanslama yöntemiyle tanımlanan bu mutasyonlar, hastanın düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol seviyelerinin (LDL-C) aşırı derecede düşük olmasına rağmen, diğer tipik komplikasyonları göstermemesiyle dikkat çekmektedir.
Hastanın Klinik Bulguları
Hastada aşırı derecede düşük LDL kolesterol seviyeleri ve yağlı karaciğer tespit edilmiştir. Ancak, tipik ABL hastalarının aksine, bu hastada apolipoprotein B-48 (apoB-48) sekresyonu korunmuş ve yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol (HDL-C) seviyeleri artmıştır. Bu durum, hastanın normal serum yağda çözünen vitamin seviyelerini koruyabilmesinin nedeni olarak gösterilmektedir.
Genetik Bulgular ve Tanı
Yapılan panel sekanslama ile MTP geninde yeni bileşik heterozigot mutasyonlar tespit edilmiştir. Bu mutasyonlar, hastanın aşırı derecede düşük LDL-C seviyelerine sahip olmasına rağmen diğer ABL komplikasyonlarını göstermemesine neden olmuştur. Bu durum, hastanın genetik yapısının hastalığın bazı tipik belirtilerini sınırlayabileceğini göstermektedir.
Öneriler ve Çıkarımlar
• Yeni bileşik heterozigot mutasyonların tespiti, ABL hastalığının genetik çeşitliliğini artırmıştır.
• ApoB-48 sekresyonunun korunması, hastanın normal yağda çözünen vitamin seviyelerini koruyabilmesinin anahtarı olabilir.
• Yüksek HDL-C seviyeleri, hastanın genel sağlık durumu üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir.
Bu bulgular, ABL hastalarının genetik yapısının hastalığın klinik seyrini nasıl etkileyebileceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Ayrıca, bu tür genetik varyasyonların daha derinlemesine incelenmesi, ABL hastalığının tedavi ve yönetiminde yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Orijinal Makale: J Atheroscler Thromb. 2024 May 14. doi: 10.5551/jat.64730. Online ahead of print.