Kolorektal kanser (CRC), dünya genelinde en yaygın görülen kanser türlerinden biri olarak önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Son araştırmalar, bağırsak mikrobiyotasının bu kanser türünün oluşumunda kritik bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Özellikle, bazı bakterilerin ürettiği toksinler, konak hücrelerinde DNA hasarına neden olarak kanser gelişimini tetikleyebilir. Bu bağlamda, pks+ Escherichia coli bakterisinin, genotoksin colibactin üretimi yoluyla CRC gelişimine katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
pks+ E. coli’nin Rolü
pks+ E. coli bakterisi tarafından üretilen colibactin, konak hücrede belirgin mutasyon imzaları bırakan bir genotoksindir. Bu toksinin, konak hücreye zarar verebilmesi için hücre zarıyla etkileşime girmesi gerekmektedir. Araştırmalar, bu etkileşimin, bakterinin hücre duvarına yapışmasına bağlı olduğunu göstermektedir. Bakterinin yapışmasını sağlayan tip 1 pilus adhesin FimH ve F9 pilus adhesin FmlH, bu süreçte kritik öneme sahiptir.
Yapışmanın Bloklanması ve Genotoksisite Azaltımı
Yapılan çalışmalarda, FimH inhibitörü kullanılarak bakterinin konak hücreye yapışması engellenmiş ve bu sayede colibactin’in neden olduğu genotoksisite ve CRC’nin şiddetlenmesi azaltılmıştır. Ayrıca, FimH’nin allelik değişimi, pks+ E. coli’nin genotoksik potansiyelini büyük ölçüde etkileyebilir ve bu durum, probiyotik suş Nissle 1917’de bile genotoksik bir işlev kazandırabilir. Bu bulgular, colibactin’in üretimini ve dolayısıyla DNA hasarını önlemeye yönelik terapötik stratejiler geliştirilmesi için umut vadetmektedir.
Uygulanabilir Çıkarımlar
– FimH inhibitörleri, bakteri yapışmasını engelleyerek colibactin kaynaklı DNA hasarını önleyebilir.
– Bireylerde CRC gelişimini azaltmak için mikrobiyota yönetimi önemlidir.
– Genotoksisiteyi engelleyen probiyotiklerin geliştirilmesi mümkündür.
Sonuç ve Gelecek Araştırmalar
Bu araştırma, bağırsak bakterilerinin kolorektal kanser üzerindeki etkisini anlamaya yönelik önemli bir adımdır. Özellikle, adhesinlerin hedef alınmasıyla, genotoksin üretimi ve dolayısıyla CRC gelişimi azaltılabilir. Bu bulgular, gelecekte CRC için yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine olanak tanıyabilir ve özellikle risk altındaki bireylerde kanserin önlenmesine yönelik stratejilere ışık tutabilir.
Orijinal Makale: Nature. 2024 Nov 6. doi: 10.1038/s41586-024-08135-z.