Son yıllarda artan alerjik hastalıkların önlenmesi için probiyotikler umut verici bir strateji olarak görülmektedir. FLORA probiyotik müdahale kohortunun bir alt grubunda yapılan yeni bir araştırma, bebeklik dönemi bağırsak mikrobiyotasının çocukluk çağı alerjik morbiditesi ile olan ilişkisini inceledi. Araştırmada, annelere hamileliğin 36. haftasından itibaren ve bebeklere altı aylık olana kadar dört farklı probiyotik suşu ile galakto-oligosakkaritler verildi. Çocuklar, 2 ve 5 yaşlarında pediyatrist tarafından atopi ekzeması, gıda alerjisi, alerjik rinit ve astım açısından değerlendirildi ve daha sonra 10 ve 13 yaşlarında bir anketle alerjik durumları doğrulandı.
Çalışma Yöntemi ve Bulgular
Beşiklerin 3 aylıkken dışkı mikrobiyotası, V3-V4 bölgesini hedef alan 16S rRNA amplicon dizileme yöntemiyle profillendi. Hem düzeltilmiş hem de düzeltilmemiş modellerde, 2 ile 13 yaş arası alerjik rinit tanısı, mikrobiyota kompozisyonu ile ilişkilendirildi. Alerjik bir ebeveyne sahip çocuklarda bu ilişki, iki alerjik ebeveyne sahip olanlara kıyasla daha belirgindi. Bu durum, Bifidobacterium ve Escherichia/Shigella spp miktarının daha düşük, Bacteroides miktarının ise daha yüksek olmasıyla karakterize edildi.
Önceki Müdahaleler ve Etkileri
Kohort genelinde yapılan probiyotik ve galakto-oligosakkarit müdahalesinin, ekzema prevalansını belirli bir ölçüde azalttığı daha önce gösterilmişti. Ancak, incelenen alt kohortta 3 aylık bağırsak mikrobiyotası ile çocukluk ekzeması arasında bir ilişki bulunamadı.
Değerli Çıkarımlar
- Probiyotik ve galakto-oligosakkarit kullanımı, özellikle alerjik bir ebeveyne sahip çocuklarda alerjik rinit riskini azaltabilir.
- Bağırsak mikrobiyotasının erken profillemesi, alerjik hastalıkların öngörülmesi ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesinde kullanılabilir.
- Çocuklarda Bifidobacterium seviyelerinin artırılması, alerjik rinit riskini düşürmede potansiyel bir yaklaşım olabilir.
Sonuç olarak, bebeklik dönemindeki bağırsak mikrobiyotasının, çocukluk çağında alerjik hastalıkların gelişimi üzerinde belirgin bir etkisi olduğu görülmektedir. Bu bulgular, alerjik hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde mikrobiyota temelli yaklaşımların potansiyelini ortaya koymaktadır.
Orijinal Makale: Microbiol Spectr. 2024 Apr 30:e0413523. doi: 10.1128/spectrum.04135-23. Online ahead of print.
