Modern tıp pratiğinde, nadir görülen sağlık sorunlarının başarılı bir şekilde tedavi edilmesi, hem yeni tekniklerin geliştirilmesine hem de mevcut tedavi yöntemlerinin iyileştirilmesine olanak tanımaktadır. Bu bağlamda, dördüncü ventrikülde yer alan beyin arteriyovenöz malformasyonları (AVM), oldukça nadir rastlanan ve agresif seyreden bir alt tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, bu nadir AVM alt türünün kompleks cerrahi müdahalesini ve sonuçlarını ele almaktadır.
Klinik Vaka ve Tanı
Erken 50’li yaşlardaki bir kadın, baş dönmesi şikayeti ile doktora başvurdu. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, sol üst serebellar pedunkül boyunca dördüncü ventriküle uzanan bir AVM tespit edildi. Bu AVM, üst serebellar arter dalları tarafından beslenmekte ve Spetzler-Martin derecesi III, Lawton-Young derecesi III olarak sınıflandırılmıştı. Hastanın onayı alındıktan sonra tek bir vaka raporu olarak kurumsal inceleme kurulu onayına gerek duyulmadı.
Cerrahi Müdahale ve Sonuçlar
AVM’ye torcular kraniyotomi ve posterior interhemisferik-transtentoriyel yaklaşım kullanılarak ulaşıldı. Cerrahi sırasında, yerçekimi doğal olarak parietookkzital lobu geri çekti. Dörtüzler ve ambiyent sisternlere yapılan disseksiyon sonrası, tentoryum düz sinüse paralel olarak kesilerek üst vermis’e ulaşıldı. Vermisin lingual ve merkezi lobüllerinin kısmi rezeksiyonu, üst medüller velume erişimi sağladı. Üst serebellar arter besleyicileri ayrıldı ve üst serebellar pedunküle kadar izlendi. Dördüncü ventriküle giriş sağlamak için üst medüller velumda dikey bir insizyon yapıldı ve AVM nidusu çevresel olarak dissekte edilerek blok halinde çıkarıldı. Operasyon sonrası yapılan indosiyanin yeşil videoangiografi ve dijital substraksiyon anjiyografi, AVM’nin tamamen ortadan kaldırıldığını doğruladı. Cerrahi sonrası hastada hafif ataksi görülmekle birlikte, motor semptomlar üç aylık takip süresince büyük ölçüde iyileşti.
Önemli Çıkarımlar
- Dördüncü ventrikül AVM’leri nadir ve agresif bir alt türdür.
- Spetzler-Martin ve Lawton-Young sınıflandırmaları, tedavi stratejilerini belirlemede önemli rol oynar.
- Torcular kraniyotomi ve posterior interhemisferik-transtentoriyel yaklaşım, bu tür vakalar için etkili bir cerrahi yöntemdir.
- Operasyon sonrası erken dönemde yapılan değerlendirmeler, tedavinin başarısını göstermektedir.
Nadir görülen bu sağlık sorununun başarılı bir şekilde ele alınması, beyin cerrahisi alanındaki gelişmelerin ne kadar ileriye gittiğini göstermektedir. Bu tür vakalar, hem teşhis hem de tedavi süreçlerinde multidisipliner bir yaklaşım gerektirmekte ve bu da sağlık sektöründeki iş birliğinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Orijinal Makale: Oper Neurosurg (Hagerstown). 2024 Apr 25. doi: 10.1227/ons.0000000000001178. Online ahead of print.