Cuma, Mart 29, 2024

Bunlara da göz atın

İlgili içerikler

Bitki Ağırlıklı Beslenme Modelleri

Son yirmi yıl içerisinde yapılan epidemiolo jik çalışmalar meyve ve sebze alımı ile kronik hastalık riski arasında tutarlı bir tersine  ilişki olduğunu gösterdi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de yetişkinlerin günde en azından 400 gram meyve ve sebze tüketmeleri doğrultusunda tavsiyede bulunmaktadır.

Epidemiolojik araştırmaların diğer bir sonucu ise, istisnai bir şekilde uzun ömürlü toplumların
genel bir özellik olarak bol miktarda ve çeşitli bitkisel gıdaları kullanmalarıdır. Bunun en iyi bilinen iki örneği, Okinawa ve Akdeniz tarzı beslenmelerdir.

Okinawa ve Akdeniz tarzı beslenme 39 modeli üzerine yapılan araştırmalar, yaşlanmanın biyolojisini anlamada hızlı ilerlemeler kaydetmemize neden oldu. Bu iki beslenme tarzı ile ilgili yapılan araştırmalar, pek çok kronik hastalığın altında, hücrelerde yaşlanmaya bağlı azalmanın yattığını göstermiştir.

Hayvanlar ile yürütülen araştırma modelleri, yaşlanma hızını yavaşlatan müdahalelerin hem kronik hastalık riskini azaltma hem de sağlığı geliştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Bu araştırma alanları arasında gözlemlenen potansiyel bağlantılar, bitkisel gıdanın bileşimini, ayrıştırılmasını, metabolizmasını ve bunların yaşlanmanın biyolojik mekanizması üzerindeki etkilerini karakterize eden teorik ve aynı zamanda klinik uygulamadaki bilime dayanak oluşturmuştur.

Kronik hastalıkların azaltılması ve yönetimi konusunda bitkisel ağırlıklı beslenmenin rolü üzerinde odaklanan iki belirgin bilimsel örneğin kaynağı Wang ve arkadaşları [1] ile Boeing ve arkadaşlarıdır [2].

Wang ve arkadaşları, tüm nedenlere bağlı ölümün tehlikeli oranı ile meyve ve sebze tüketimi arasında zıt bir ilişkinin varlığını göstermiştir. Meyve ve sebzelerin daha yüksek miktarlarda tüketimi ile tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin daha düşük olması arasında önemli bir bağlantı bulunmuştur.

Tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin en düşük seviyede olması için günde beş öğün civarında meyve ve sebze tüketimi gerekmektedir. Bundan daha fazla tüketim ölüm oranlarını daha da aşağıya çekmemektedir. Boeing ve arkadaşları ise meyve sebze alımı ile özgün kronik hastalıkların ardındaki kanıtları ortaya koymuştur.

Bu çalışmadan ortaya çıkan sonuçlar, yükselen meyve ve sebze alımının kalpdamar hastalıkları ile kansere karşı muhtemelen koruyucu olduğunu ve aynı zamanda ölümcül etkisi daha düşük olan diğer kronik hastalıklar

karşısında koruyucu bir rol oynadığını göstermiştir.
Bitki ağırlıklı beslenme, bitkisel besinler ve sağlık gelişimi üzerine yapılan bu araştırmalar dört önemli  alandaki bilimsel çalışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur:

(i) Sağlıklı uzun yaşam görülen toplumlardaki bitki ağırlıklı beslenme şekilleri,

(ii) bitki ağırlıklı beslenme türleri ve sağlık ile olan ilişkisi,

(iii) yaşlanmanın biyolojisini anlama ve

(iv) yaşlanma mekanizmaları ile bitkisel besinlerin etkileşimi.

Seçilen Okinawa ve Akdeniz toplumlarının, sağlıklı uzun ömür sürdürdükleri belgelenmiştir. İlginçtir ki,
bu toplumlar kronik hastalıklara karşı koruyuculuk bağlamında çok iyi araştırılmış olan bitki ağırlıklı beslenme şekillerine sahip bulunmaktadır.

Bu toplumlar sadece çok ileri yaşlara kadar yaşamakla kalmayıp aynı zamanda yaşam süresinin sonuna kadar sağlık kalitelerini yüksek tutabilmektedir.

National Geographic Derneği ,bir etnografik araştırma  gurubuna sponsorluk yaparak eski zamanlarda uzun ve sağlıklı yaşayan bölgelere gezi düzenlemiştir. Bu bölgelerde yaşamış insanlar tıpkı Okinawa ve Akdeniz toplulukları gibi alışılmadık sağlıklı uzun ömür sürmüşlerdir.

Hedeflenen bu bölgelere ‘Mavi Bölgeler’ adı verilmiştir. İlginç olanı, meyve, sebze, bütün tahıl ve bakliyat zengini bitki ağırlıklı beslenme şekilleri, aktif yaşam tarzları ve diğer sağlık teşvik eden davranışlar, Mavi

Bölge olarak kodlanan coğrafyada yaşamış insanların ortak özellikleridir. Yeni sağlık ve gıda araştırmalarının sonuçları, bitkisel beslenmenin genel sağlığı ve organların sağlığını korumada etkili olduğunu göstermektedir. Yeşil lifli sebze tüketimi, aritmik kalp atışı ölçümlerinin iyileştirilmesi ile ilişkilendirilmiş olup, otonom kardiyak işlevdeki bu arzu edilir değişiklikler sayesinde kalp damar hastalığı riskini azaltmaktadır [3]. Bitki kökenli antosiyanin alımı ile akciğer işlevindeki yaşlılıkla ilgili düşüş arasında zıt ilişki tespit edilmiştir [4]. Antikorların aşıya tepki verdiği gibi, artan miktarlarda meyve ve sebze alımının da bağışıklık işlevi üzerinde olumlu bir etkisi olduğu [5] ve 4 yıllık kilo değişimi ile ters ilişkisi olduğu konusunda kanıt mevcuttur [6]. Yüksek lif ve düşük glisemisi bulunan sebzeler, düşük lifli ve daha yüksek glisemi yüklü sebzelere nazaran kilo kontrolünde daha iyi rol oynarlar. Meyve, sebze, balık, bütün tahıl, bakliyat ve süt ürünlerinin alımı gelişmiş kemik yoğunluğu ile bağlantılıdır [7].

In vitro ve hayvan denemeleri bitkisel beslenme ve yaşlanma arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Birincil mekanik yöntemler, hücrelerde oksidatif stresi azaltmaya, kronik iltihaplanmayı baskılamaya ve hücrelerin kendilerini yenilemeye başlamasını sağlıyor. [8] Bir kısım bitkisel karışımların da benzer yollar izleyerek aynı etkiyi gösterdikleri tespit edildi. Zerdeçal, kuersetin ve biberiyenin vücut içerisinde takip ettiği yollar izlendi.

Bu botaniklerin her birisi tek başına mütevazı bir Nrf2 faaliyetine sahipti. Bununla birlikte bir araya geldiklerinde sürpriz bir şekilde sinerjik faaliyet ortaya çıktı. Bu sonuç, sadece seçilmiş fitobesinlerinin yaşlanma mekanizmalarını olumlu şekilde etkileme yeteneği olmayıp aynı zamanda belirli bir yolda etkileşime girebilme potansiyellerinin bir göstergesidir [9]. Yaşlanmanın biyolojisini anlamadaki ilerlemeler, kronik hastalık kökenlerinin hücre, doku ve organ işlevlerinde
yaş bağlantılı yavaşlamadan kaynaklanabileceğini öne sürmektedir.

Fito besinler yaşlanma mekanizmaları ile etkileşime girerek sağlıklı uzun ömür verme potansiyeli edinmelerini sağlar. Kanıt bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bitki ağırlıklı beslenme şekilleri sağlıklı uzun ömrü teşvik eder.

Bununla birlikte bu paradigmada önemli hususlar da yer almaktadır. İlk olarak, fito-besinlerin münferit birleşikler şeklinde tek başına hareket etmeleri muhtemel olmayıp ancak besin bileşiklerinin müşterek bir ailesi şeklinde hareket ekmektedirler. İkincisi, beslenme alışkanlıkları daha güçlü etmenler olup sağlıklı uzun ömür bunlar vasıtasıyla münferit gıdalar veya bileşenlere göre sağlanabilir. Hiçbir gıda tek başına sağlıklı uzun ömür sağlayamaz. Üçüncüsü, fiziksel faaliyetin sağlıklı uzun yaşamı büyük ölçüde etkilemekte olması çok muhtemeldir. Dördüncüsü, gastrointestinal mikrobiyotikler şüphesiz beslenme bileşiklerinin asimile edilmesinde ve de son fizyolojik etkilerin ortaya çıkarılmasında önemli bir rol oynamaktadır.

* Eur J Nutr DOI 10.1007/s00394-017-
1460-9’den alınmıştır

Gıda ve Beslenme Dergisi, Bitki Ağırlıklı Beslenme Modelleri, 2017

REFERANSLAR
1. Wang X, Ouyang Y, Liu J, Zhu M, Zhao G, Bao W, Hu FB (2014) Meyve ve sebze tüketimi ve tüm
nedenlere bağlı ölüm, kalp damar hastalıkları ve kanser: Prospektif destek çalışmalarının sistematik
incelemesi ve doz tepkili madde analizi. BMJ349:g4490. doi:10.1136/bmj.g4490

2. Boeing H, Bechthold A, Bub A,Ellinger S, Haller D, Kroke A, Leschik-Bonnet E, Müller MJ, Oberritter H,
Schulze M, Stehle P, Wat B (2012) Kritik inceleme: kronik hastalıkların önlenmesinde sebze ve meyve. Eur
J Nutr 51(6):637–663.doi:10.1007/s00394-012-0380-y

3. Park SK, Tucker KL, O’Neill MS,Sparrow D, Pantel S, Vokonas PS, Hu H, Schwartz J (2009) Meyve, sebze
ve balık tüketimi ve kalp aritmisi: Emekliler İdaresi Standart Yaşlanma Çalışması. Am J Clin Nutr 89(3):778–
786. doi:10.3945/ajcn.2008.26849

4. Mehta AJ, Cassidy A, Litonjua AA, Sparrow D, Vokonas P, Joel Schwartz J (2016) bitki kökenli antosiyanin
alımı ile akciğer işlevindeki yaşlılıkla ilgili düşüş: VA Standart Yaşlanma Çalışmasından alınan boyutsal bulgular. Am J Clin Nutr 103(2):542–550. doi:10.3945/ajcn.115.121467

5. Gibson A, Edgar JD, Neville CE, Gilchrist SECM, McKinley MC, Patterson CC, Young IS, Woodside JV (2012) Yaşlı insanlardaki bağışıklık işlevi üzerinde meyve ve sebze tüketiminin etkileri: rasgele kontrollü bir deneme. Am J Clin Nutr 96(6):1429–1436. doi:10.3945/ajcn.112.039057

6. Bertoia ML, Mukamal KJ, Cahill LE, Hou T, Ludwig DS, Mozaffarian D, Willett WC, Hu FB, Rimm EB (2015)
Birleşik Devletlerde 24 yıla kadar takip edilen erkekler ve kadınlarda meyve ve sebze alımındaki değişiklikler ile ağırlık değişimi: Üç propektif destek çalışmasının analizi. PLoS Med 12(9):e1001878. doi:10.1371/journal.pmed.1001878

7. de Jonge EAL, Kiefte-de Jong JC, de Groot LCPGM, Voortman T,Schoufour JD, Zillikens MC, Hofman A, Uitterlinden AG, Franco OH, Rivadeneira F (2015) bir gıda gurubu ağırlıklı beslenmenin gelişimi ve
yaşlılıkta kemik minarel yoğunluğu ile bağlantısı: Rotterdam çalışması. Besinler 7(8):6974–6990. doi:10.3390/nu7085317

8. Si H, Liu D (2014) Beslenme yoluyla yaşlanmayı önleyen bitkisel kimyasallar ve uzun süreli hayatta kalma ile bağlantılı mekanizmalar. J Nutr Biochem 25(6):581–591. doi:10.1016/j.jnutbio.2014.02.001

9. Missler SR, Rajgopal A, Roloff SJ, Scholten JD, Burns CR, Patterson JA, Pusateri DJ, Gellenbeck KW, Stern
NP, Randolph RK, Lin Y, Chuang J, Kazlova V, Fast DJ (2016) Botanik özlerin bir kombinasyonu yoluyla
Nrf2-ARE oksidatif gerginlik tepkisi yolunun sinerjik faaliyeti. Planta Med Int Open 3(02):e27–e30. doi:10.1055/s-0036-158516

Popüler Gönderiler