Günlük Beslenme Rutiniyle Birlikte Gıda Takviyesi Olarak Protein Tozuna İhtiyaç Var Mıdır?

0
746

Avustralya’dan protein takviyesi alan bir kadın vücut geliştiricinin ölümü, bir kişinin diyetindeki fazla proteinle ilgili endişeleri gündeme getirdi.

İki çocuk annesi 25 yaşındaki Meegan Hefford, yüksek proteinli bir diyetin yanı sıra nadir görülen bir genetik durum olan üre döngüsü bozukluğundan kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle öldü. USA Today’e göre Hefford’un ölüm belgesi, “vücut geliştirme takviyeleri alımını” sebeplerden biri olarak listeliyor.

Annesine göre Hefford, ölümünden günler önce kendini “garip” hissettiğini ve yorgun olduğunu bildirdi. Daha sonra dairesinde baygın halde bulundu ve hastaneye kaldırıldı. O zaman bile, doktorların üre döngüsü bozukluğu olduğunu keşfetmesi iki gün sürdü.

İşleyen bir üre döngüsünde vücuttaki fazla amonyak üreye dönüştürülür ve daha sonra idrar yoluyla vücuttan atılır. Üre döngüsü bozukluğu 8.000 kişiden sadece 1’ini etkiler. Vücudun kan dolaşımından amonyağı temizleyememesiyle sonuçlanır.

Bu amonyak birikimi (hiperammonemi olarak adlandırılır) beyne ulaştığında, komaya ve potansiyel olarak ölüme yol açmadan önce kafa karışıklığına, baş dönmesine ve konuşma bozukluğuna neden olabilir.

Ulusal Üre Döngüsü Bozuklukları Vakfı’na göre, durum hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ortaya çıkabilir. Bebekler genellikle doğumdan sonraki ilk 48 saat içinde hastalanabildikleri için hızlı bir şekilde teşhis edilir.

Yüksek Proteinli Diyet Riskleri

Üre döngüsü bozukluğu ve protein arasındaki ilişki, Meegan Hefford’un ölümünde kesinlikle rol oynadı.

Vücut, proteini metabolize ettiğinde, amonyak gibi toksik yan ürünler oluşur. Hefford’un nadir görülen durumuyla birleşen aşırı protein tüketimi, ölümcül bir kombinasyona neden oldu.

Cleveland Clinic Sağlıklı Yaşam Enstitüsü’nde sağlık yöneticisi olan lisanslı, kayıtlı bir diyetisyen olan Kristin Kirkpatrick, bazı kişilerin diyetlerinde gerçekten daha az proteine ​​​​ihtiyacı olduğunu açıkladı.

Kronik böbrek hastalığı, belirli karaciğer rahatsızlıkları ve fenilketonüri olan bireylerin protein alımlarına dikkat etmesi gerekir. Öte yandan, sporcular, hamile ve emziren kadınlar, ameliyattan kurtulan kişiler ve yaşlı yetişkinler, ortalamanın üzerinde bir miktar aldıklarından emin olmalıdır.

Yeterli Protein Miktarı Nedir?

Mevcut protein kılavuzlarındaki sorun, diğer makro besinlerin (yağ ve karbonhidrat) aksine, proteinin bir kişinin bir günde ne kadar tüketmesi gerektiği konusunda gerçekten bir üst sınırının olmamasıdır.

Dr. Kirkpatrick’in yaptığı hesaba göre, kilonuzu 0,8 ile çarpılan kilogram olarak alın. Yani, 200 kiloluk bir adam günde en az 75 gram protein yemelidir.

Dr. Kirkpatrick verdiği demeçte, “Sağlıklı birey için günlük protein alımını ikiye veya üçe katlamaya gerek olmayabilir.” dedi. “Protein kilo vermede olumlu bir rol oynayabilir, ancak sağlıklı yağlar ve kompleks karbonhidratlar gibi sağlığa ve kiloya katkıda bulunan diğer makro besinleri göz ardı etmemek önemlidir.”

Bir günlük yüksek miktarda protein alımının muhtemelen zararlı olmadığını, ancak sürekli yüksek proteinli bir diyetin böbrekler üzerinde ekstra baskı oluşturabileceğini ve potansiyel olarak bazı kanser türlerinin riskini artırabileceğini kaydetti.

Özellikle fitness camiasında protein, karbonhidrat ve yağdan daha sağlıklı bir makro besin maddesi olarak ün kazanmış gibi görünüyor. Kas kütlesini koruma ve geliştirmedeki rolü iyi bilinmektedir. Yine de protein tüketmenin daha sağlıklı yolları vardır.

Protein Kaynakları Nelerdir?

Dr. Kirkpatrick, yediğiniz protein türünün gerçekten önemli olduğunu belirtiyor.

Protein, balık ve bitkiler de dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan gelir. Bitki bazlı protein kaynaklarının tip 2 diyabetin önlenmesine yardımcı olduğu sonucuna varan bir 2017 çalışmasına atıfta bulunurken, kırmızı et kaynakları aslında bu riski artırmıştır.

Kinoa, fasulye, baklagiller, tohumlar ve kuruyemişler, bitki bazlı proteinler için harika kaynaklardır.

Ayrıca tükettiğiniz proteinin ne kadar işlenmiş olduğunun farkında olmanız da önemlidir.

Dr. Kirkpatrick, proteinleri barlar, shakeler veya sebzeli burgerler yerine doğal formlarına daha yakın tüketmenizi önermektedir.

Protein (veya herhangi bir yiyecek) ne kadar çok işlenmişse, gizli şekerler ve istenmeyen maddeler içerme olasılığı o kadar yüksektir.

Sonuç olarak, protein söz konusu olduğunda, daha fazlası mutlaka daha iyi değildir.

Diyetinizi değiştirmeyi düşünürken yaşam tarzınız, sağlığınız ve aktivite seviyeleriniz her zaman dikkate alınmalıdır.