Yanık yaralanmaları sonrası bakteriyel enfeksiyonların sıkça görülmesi ve antibiyotik direncinin artması, alternatif tedavi yöntemlerine olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu bağlamda, probiyotiklerin ve kitosan iskeletlerinin antimikrobiyal özellikleri üzerine yapılan bir çalışmanın sonuçları umut verici bulunmuştur. Çalışmada, probiyotik hücre içermeyen süpernatant (CFS) ve kitosan iskeletlerinin Pseudomonas aeruginosa’ya karşı etkileri incelenmiştir.
Yanık yaralanmalarında en sık görülen komplikasyonlardan biri bakteriyel enfeksiyonlardır ve bu durum sepsis gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Pseudomonas aeruginosa (P. aeruginosa) bu tür enfeksiyonların başlıca etkenlerinden biridir. Son yıllarda antibiyotik direncinin artması, yeni tedavi yöntemlerinin bulunmasını zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada, probiyotik hücre içermeyen süpernatantların (CFS) ve kitosan iskeletlerinin antimikrobiyal özellikleri araştırılmıştır.
Araştırmanın Amacı ve Yöntemleri
Araştırmanın temel amacı, probiyotik bakterilerin hücre içermeyen çözünebilir faktörlerinin (CFS) tek başına ve kitosan iskeletleriyle birlikte antimikrobiyal özelliklerini değerlendirmektir. Dokuz P. aeruginosa izolatı üzerinde yapılan bu çalışmada, Pedilact® oral damla ve Kidilact® saşe gibi çeşitli probiyotik formların yanı sıra yoğurttan izole edilen Lactobacillus casei ve Lactobacillus acidophilus kullanılmıştır. Agar kuyusu difüzyon testi ve çeşitli büyüme aşamalarında hasat edilen CFS analiz edilmiştir. Ayrıca, glutaraldehit (GA) ile çapraz bağlanmış farklı konsantrasyonlarda kitosan kullanılarak uygun bir iskelet oluşturulmuş ve bu iskeletler taramalı elektron mikroskobu ile karakterize edilmiştir.
Sonuçlar ve Bulgular
Agar kuyusu difüzyon testinde, probiyotik suşlardan elde edilen CFS, klinik bir P. aeruginosa suşunun büyümesini etkili bir şekilde engellemiştir. Kidilact® en umut verici sinbiyotik formülasyon olarak öne çıkmıştır. SEM ile yapılan incelemeler, kitosan iskeletlerinin başarılı bir şekilde üretildiğini ve yapılarının asidik CFS tarafından etkilenmediğini göstermiştir. Kitosan iskeletleri CFS ile yüklendiğinde, antibakteriyel aktivitenin belirgin şekilde arttığı gözlemlenmiştir.
Uygulama Alanları
Bu çalışmanın sonuçları, probiyotik hücre içermeyen süpernatantların ve kitosan iskeletlerinin birlikte kullanımının, P. aeruginosa gibi çoklu ilaç direncine sahip bakterilere karşı umut verici bir antimikrobiyal tedavi yöntemi olabileceğini göstermektedir. Özellikle yanık ve yara tedavisinde kullanılabilecek bu kombinasyon, enfeksiyon riskini azaltmada etkili olabilir.
Somut Çıkarımlar
• Probiyotik CFS’lerin P. aeruginosa’ya karşı etkili olduğu belirlenmiştir.
• Kitosan iskeletleri, probiyotik CFS ile birleştiğinde antibakteriyel aktivite artmaktadır.
• SEM analizleri, kitosan iskeletlerinin yapısal bütünlüğünü koruduğunu göstermiştir.
• Kidilact® en etkili sinbiyotik formülasyon olarak öne çıkmıştır.
Araştırmanın sonuçları, kitosan iskeletiyle yüklenen probiyotik metabolitlerin yara iyileşme uygulamalarında umut verici bir antimikrobiyal pansuman olabileceğini göstermektedir.
Orijinal Makale: Iran J Biotechnol. 2024 Jan 1;22(1):e3612. doi: 10.30498/ijb.2024.381455.3612. eCollection 2024 Jan.