Perşembe, Mart 28, 2024

Bunlara da göz atın

İlgili içerikler

Probiyotik Kullanmak İçin 10 Neden!

Sağlıklı bir bedene sahip olmanın ilk koşullarından biri sağlıklı bağırsaklar ve sağlıklı bir bağırsağa ulaşmak sandığınız kadar zor değil. Vücuttaki emilimin merkezi olan bağırsak, diğer organlarımızın ve sistemlerimizin genel sağlığı ve verimliliği üzerinde büyük bir etkiye sahip.

Dünyanın birçok yerinde şişkinlik ve sindirim ile ilişkili mide ağrıları normal sayılsa da özellikle Türkiye ve  Amerika’da yaşayan insanların çoğunun sindirim sorunları vardır ve bu sorunların neredeyse tamamı sağlıksız bağırsak yapısından kaynaklanır.

Bağırsak florası trilyonlarca mikroorganizma ile kaplıdır. Bir gün boyunca (ve aslında bir ömür boyu) bu bakteriler, diyet, yaşam tarzı ve çevre gibi bir dizi dış etkene bağlı olarak değişir, çoğalır ve azalır. Bağırsağınızın sağlığı için en kolay yapabileceğiniz şey nedir? Bir probiyotik almak veya probiyotik ağırlıklı beslenmek.

Probiyotik ağırlıklı beslendiğinizde veya dışarıdan probiyotik aldığınızda, sağlıklı beslenmenizin yaşam kalitenizin artmasının yanı sıra bağırsak bakterilerinizin miktarına ve kalitesine katkıda bulunur ve genel sağlığın korunmasına da yardımcı olursunuz.

1-BAĞIRSAĞINIZI İYİLEŞTİRMEYE İHTİYACINIZ VAR

Özellikle sağlıksız bir diyet uyguluyorsanız veya bir sürü antibiyotik veya anti inflamatuar ilaç almanız gerekiyorsa, bağırsaklarınızın toparlanmaya daha çok  ihtiyacı vardır. Bağırsak sağlığınıza bağlı olarak günde 1-2 kez probiyotik almanız önerilmekle birlikte, daha fazla tedavi edici ve iyileştirici etkiye sahip olması için daha yüksek dozda da probiyotik alabilirsiniz. Böylelikle bağırsak duvarını tekrar inşa edip, sindirimini güçlendireceksiniz. Bazı yiyeceklere karşı hafif alerjiniz varsa, duyarlılıklarınızın ve belirtilerinizin azaldığını göreceksiniz. Ve evet, daha kolay, daha düzenli bir tuvalete çıkma döngüsüne sahip olacaksınız.

 2METABOLİZMANIZA İYİ GELECEK

Metabolizmanızdan genellikle ya doğuştan şanslı olduğunuzu düşünürsünüz ya da metabolizmanızı atalarınızdan kötü bir miras olarak görürsünüz. Metabolizma büyük ölçüde genetik yapıdan etkilenmiş olmasına rağmen, bir probiyotik kullanmak, aktif olmayan tiroid hücreleri üzerindeki olumlu etki nedeniyle metabolik fonksiyonunuzu arttırmanın ve düzenlemenin yollarından biridir. Probiyotik kullanmaya başlayan  ve daha önce kilo vermeye çalışıp kilo veremeyen insanlar genellikle düzenli probiyotik kullanımı sonrası kilo kaybı yaşarlar.

3-SEN NE YİYORSAN O’SUN, AMA DAHA ÖNEMLİSİ SEN NEYİ SİNDİRİYORSAN O’SUN.

“Dün gece pizza yedim, ve bugün onu bacaklarımda görebiliyorum.” Klişe gelecek fakat bu cümle kısmen doğrudur. Sağlıklı, sağlıksız ayırt etmeksizin yediğimiz besinlerin emiliminin %95 inden bağırsaklarımız sorumludur, ancak daha önceki maddelerde anlattığım birçok etken yanında yediğimiz sağlıksız besinlerin içindeki kötü yağlar, kimyasal maddeler de bağırsak yapımızı bozar, iyi bakterilerin bağırsağımızda sayısının azlmasına neden olur ve bir süre sonra besinlerin emilimi düzgün bir şekilde gerçekleşemez . Bağırsaklar, besinlerin  emilimini en iyi şekilde gerçekleştirecek kadar iyi bakteriye sahip değilse, vücut sağlıklı besinlerin  olumlu etkilerinden yoksun kalacaktır. Kısaca bağırsak sağlığınız iyileşene kadar sadece düzgün besinler tüketmek yeterli değildir.

4-BAĞIRSAKLARINIZ İKİNCİ BEYNİNİZ OLABİLİR

Uzmanların  “bağırsaklarınıza güvenin” demelerinin bir sebebi var. Bağırsaklarımız 100 milyon sinyal ileten hücreye ev sahipliği yapıyor ve aynı zamanda vücudun kendi sinir sistemi olan tek parçası. Bu “ikinci beyin”i probiyotik kültürlerle beslemek, bağırsak sağlığımız ve beyin sağlığımız arasındaki bağlantının sağlanmasına yardımcı oluyor, bağırsak-beyin ekseninin iletişimine ve işlevine izin veriyor. Probiyotikler, bağırsaktaki inflamasyonu azaltarak depresyon belirtilerini etkili bir şekilde tedavi ediyorlar, bu arada son dönemde yapılan akademik çalışmalar düzenli olarak probiyotik alan kişilerin daha stabil bir ruh haline sahip olduğunu gösteriyor.

5-DİYETİNİZDEKİ FERMENTE GIDALAR YETERLİ OLMAYABİLİR

Sağlıklı bir diyet için Miso, kefir, yoğurt veya lahana turşusu gibi yiyecekler, fermantasyon sürecinde probiyotikler ile çevrilidir. Bununla birlikte, bu probiyotik gıdaların her zaman probiyotiklerin ürettiği sindirilemeyen liflerin yok edilmesi için gerekli olan prebiyotiklere yeteri kadar sahip olduğu söylenemez. Ham enginar veya çiğ sarımsak gibi doğal prebiyotikleri fermente probiyotik gıdalarınızla birleştirebilirsiniz ancak yeterli olmadığı durumlarda prebiyotik içeren bir probiyotik takviyenin alınması, sağlıklı bağırsaklara ulaşmanın en hızlı yoludur

6-DAHA RAHAT NEFES ALIN

Bakteriler bağırsağınızda sıralandığı gibi, burun kanallarında da sıralanır.  Yapılan son çalışmalar düzenli probiyotik kullanımının, mukusun bakteriyel sağlığını artırarak ve bu bölgedeki inflamasyonu azaltarak daha açık sinüslere sahip olabileceğini ve enfeksiyon riskinin azalabileceğini gösteriyor.

7-İNCİ GİBİ BEYAZ DİŞLERİNİZİ KORUYABİLİRSİNİZ

Hepimizin bildiği gibi sindirim ağızda başlar. Bu yüzden bağırsak yoluyla ağızdaki bakteri sağlığına yardım etmek sadece sindirime yardımcı olmayacak, aynı zamanda diş eti iltihabı ve ağız kokusu gibi ağızda görülen hastalıklara karşı da önlem sağlayacaktır. Eğer nefesinizin kötü koktuğunu düşünüyorsanız, bu durum bağırsaklardaki bazı sindirim sorunlarından kaynaklanıyor olabilir. Düzenli probiyotik kullanarak  inci gibi beyaz dişlere kavuşabilir, kötü nefes kokusuna veda edebilirsiniz.

8-CİLDİNİZ PARLASIN

Bağırsak sağlığınızın iyi olup olmadığını çoğu zaman cildinizden anlamanız mümkün. Çünkü içeride neler oluyorsa olumlu ya da olumsuz cildinize yansıyor. Sedef hastalığı, egzama veya şiddetli akne gibi cilt hastalıkları da , bağırsaklarınızda yaşanılan olumsuzluğun cildinize olumsuz bir yansımasıdır diyebiliriz. Klinik olarak, daha sağlıklı beslenen ve düzenli probiyotik kullanımı ile daha sağlıklı bağırsaklara kavuşanların, cilt durumlarında düzelme ve/veya cilt problemlerinde azalma görüldüğünü ortaya koyan birçok çalışma vardır.

9-SIK SIK HASTALANMAYIN

Bu tabirle aslında, soğuk algınlığından hastalığın önlenmesine kadar her şeyi kastediyoruz. Güçlü bağırsak florası, bağışıklığı arttırır, maya üretimini durdurur ve (güle güle Candida) radyasyonun olumsuz etkilerini azaltır. Düzenli probiyotik alınmasının kanserli tümör büyümesini potansiyel olarak engellediği ve kemoterapi etkinliğine yardımcı olabilecek sağlıklı enzimler ürettiğinden bahseden çalışmalar yapılmıştır.

10-GAZ SORUNUNDAN KURTULUN

Besin allerjileri, besin intoleransları, hassasiyetler, toplumun %80 inde görülen laktoz intoleransı, stres, hareketsizlik gibi birçok nedene bağlı gaz problemi  kadınlarda ve yoğun çalışan insanlar başta olmak üzere toplumun büyük bir kısmında ciddi bir sorun olarak baş göstermekte.  Probiyotiklerin sindirim sistemindeki olumlu aktivitesi sayesinde gaz problemlerini ciddi oranda azaltma ve bazı kişilerde tamamen yok ettiği bilinmekte. Özellikle laktoz intoleransından dolayı süt ürünlerini kullanamayan kişiler  için  (yoğurt ve kefir de tüketemediklerinden= dışarıdan probiyotik kullanımı oldukça önemli.

Deneyimli bir probiyotik kullanıcısı iseniz, büyük ihtimal kullandığınız probiyotiklerin içeriğini biliyor ve hangi probiyotiğin size iyi geldiğinden eminsiniz. Ancak hiç probiyotik almadıysanız kullanacağınız probiyotik takviyesinin içeriğinde neler olduğuna bakın. Prebiyotik içerir mi? Bağırsak etkinliğine zarar verebilecek sentetik katkı maddeleri var mı? Gizli gluten içerir mi? Bir göz atmayı unutmayın!

Uzm. Dyt. Merve Tığlı Çınar

Popüler Gönderiler