Prostat kanseri, erkeklerde en yaygın görülen kanser türlerinden biridir ve coğrafi ile çevresel faktörler, farklı gruplar arasında değişen insidans ve ölüm oranlarına neden olmaktadır. Son araştırmalara göre, D vitamini, prostat kanseri hücreleri üzerinde antiproliferatif etkiye sahip olup, bu etki D vitamini reseptörü (VDR) aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu çalışmada, VDR ifadesinin prostat kanserli hastalar arasında bazı klinikopatolojik ve biyolojik özelliklerle olan ilişkisi incelenmiştir.
Çalışma, The Cancer Genome Atlas’ta yer alan 497 prostat kanserli hastanın genomik ve klinikopatolojik verilerini kullanarak gerçekleştirilmiştir. Veriler, Linux komutları ve yazılım kodları ile elde edilip, SPSS versiyon 28 üzerinde istatistiksel analiz yapılmıştır. Araştırmada, VDR ifadesi ile genomik değişkenler ve klinikopatolojik indeksler arasındaki oranlar ve ilişkiler incelenmiştir.
VDR İfadesi ve Klinikopatolojik Özellikler
Araştırma sonuçlarına göre, yüksek VDR ifadesi, yüksek Gleason skoru, daha kötü prognostik Uluslararası Ürolojik Patoloji Derneği (ISUP) derece grupları ve ileri tümör evresi ile pozitif ilişki göstermektedir. Ayrıca, androjen yoksunluk tedavisine (ADT) daha kötü yanıt ile de bağlantılı bulunmuştur. Yaş, ırk ve genel veya hastalıksız sağkalım süreleri ile VDR ifadesi arasında bir ilişki tespit edilmemiştir.
VDR’nin Epigenetik Düzenlenme Mekanizması
VDR’nin prostat kanserinde deregulasyonunun ana mekanizması, VDR promotör bölgesinin anormal metilasyonu olarak saptanmıştır. Bu durum, kopya sayısı değişikliklerinden ziyade epigenetik yollarla gerçekleşmektedir.
Öneriler
Araştırma bulguları ışığında, prostat kanseri tedavi ve yönetiminde dikkate alınabilecek bazı çıkarımlar şunlardır:
– Yüksek VDR ifadesine sahip hastalar, daha agresif bir kanser seyri gösterebilir.
– VDR ifadesi, tedavi planlamasında dikkate alınmalıdır.
– Epigenetik düzenlemeler, VDR’nin düzenlenmesinde önemli rol oynayabilir, bu da tedavi stratejilerine dahil edilebilir.
Sonuç olarak, VDR ifadesi, olumsuz klinikopatolojik göstergeler ve daha kötü ADT yanıtı ile ilişkilidir. VDR’nin esas olarak anormal epigenetik mekanizmalarla düzenlendiği belirlenmiştir. Çalışmanın, güneş ışığına maruz kalma gibi bazı klinik bilgilerin eksikliği nedeniyle sınırlı olduğu belirtilmiştir.
Orijinal Makale: Porto Biomed J. 2025 Feb 17;10(1):e280. doi: 10.1097/j.pbj.0000000000000280. eCollection 2025 Jan-Feb.