Cuma, Mart 29, 2024

Bunlara da göz atın

İlgili içerikler

Stockholm Sendromu Nedir?

Stockholm sendromu nedir?

Psikiyatristler, Stockholm’de 1973’de gerçekleşen bir banka soygunu sırasında rehin alınan insanlarda gözlenen ilk psikolojik özellikleri tanımlamak için “Stockholm sendromu” terimini kullandılar.

Bu soygun sırasında, iki adam bir banka kasasında altı gün boyunca dört banka çalışanını silah zoruyla rehin tuttu. Soygun sona erdiğinde rehinelerin, soyguncular için olumlu duygular geliştirdikleri, hatta onlara karşı şefkat besledikleri ortaya çıktı.

Rehinelerde bu durumun nasıl geliştiğini açıklamak zor olsa da hayatı tehdit eden olaylardan sonra soygunculara ya da tehlikeli kişilere karşı böyle duygular ve tutumlar geliştirilmesinin çok nadir de olsa rastlanan bir olay olduğu belirlendi. Stockholm sendromunun rehine olaylarında ortaya çıkmasına ek olarak, psikologlar bunun tarikat üyelerini ve aile içi istismar mağdurlarını da etkileyebileceğini öne sürüyorlar.

Stockholm sendromu mağdurlarının en tanınan örneklerinden biri, 1974’te kaçırılan ünlü medya varisi Patty Hearst‘tir. Tüm olaylar sona erdikten sonra Hearst, onu kaçıranların bir bankayı soymalarına yardımcı oldu ve onları desteklediğini dile getirdi. 

Yüksek profilli bir başka örnek ise 2002’de kaçırılan ve Utahlı bir genç olan Elizabeth Smart’tı. Polis nihayet onu bulduğunda Smart, kendisini kaçıranların refahı için endişe duyduğunu dile getirdi.

Bazı uzmanlar aynı fikirde olmasa da, bu vakaların çoğu Stockholm sendromunun açık örnekleri olarak görülüyor.

Stockholm Sendromu Belirtileri

Minnesota, Rochester’da adli psikolog olan Steven Norton, “Stockholm sendromu belirli reaksiyonları açıklamak için kullanılan psikolojik bir kavramdır, ancak resmi bir tanı değildir.” açıklamasını yapıyor. Bunun yanında psikologların ruh sağlığı ve davranışsal durumları teşhis etmek için kullandıkları bir referans aracı olan Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabının (DSM-5) son baskısında Stockholm sendromu yer almamaktadır.

Bununla birlikte Norton, “Hukuki yaptırımlar ve ruh sağlığı uzmanları, Stockholm sendromunun gerçekten oluşabileceğini kabul ediyorlar. Bu nedenle durumun genel bir kabulü ve farkındalığı var.” diyor.

Norton Live Science’a göre, Stockholm sendromlu bir kişi, kendisini rehin alan kişilerle özdeşleşmeye veya yakın bir bağlantı kurmaya başlayabilir.

Norton yaptığı açıklamalarda Stockholm sendromlu bir kişinin, kendisini rehin alan kişilerle işbirliği yapabileceğini ya da yakın bir bağlantı kurmaya başlayabileceğini dile getiriyor. Esir, rehin tutanlara sempati duymaya başlayabilir ve ayrıca onlara duygusal olarak bağımlı hale de gelebilir. Norton’a göre bunun nedeni, Stockholm sendromlu bir mağdurun giderek daha fazla korkuya kapılması, depresyona girmesi ve kendine bakma becerisinin azaldığını göstermesidir. Bu durum mağdurları, kendilerini rehin tutanlara bağımlı hale getiri.

Stockholm sendromlu mağdurlar iki temel özellik sergilerler: 1999 FBI yasa uygulama bültenine göre bunlardan ilki, saldırganlara karşı gelişen olumlu duygular; ikincisi ise kolluk kuvvetlerine karşı gelişen öfke ve güvensizlik gibi olumsuz duygular olarak karşımıza çıkıyor. Mağdur, polislerin güvenliği tehdit edebileceğinden korkabiliyor.

Norton’a göre, birisinin Stockholm sendromu olup olmadığını belirlemenin net kriterleri yok. Ancak bunun yanında semptomlar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve “öğrenilmiş çaresizlik” gibi diğer teşhislerin belirtileriyle uyuşabilir. Ayrıca kontrolleri dışındaki stresli durumlara tekrar tekrar maruz kalan insanlar bir süre sonra karar verme yeteneklerini kaybederler.

Stockholm sendromu tersi olur mu?

Stockholm sendromunun tersi yani kaçıran kişinin kaçırılan kişiye hayranlık duyması gözlenebilir ancak çok nadir bir durum olduğu için yeterince rapor edilmemiş ve üzerinde çalışma yapılmamıştır.

Stockholm Sendromu Sebepleri

Stockholm sendromunun neden oluştuğu tam olarak belli değil. Ancak ruh sağlığı uzmanları, duygusal ve fiziksel istismar mağdurları için bu sendromun koruyucu bir strateji ve başa çıkma yöntemi olduğunu öne sürüyorlar. 

Norton, “Bu gerçekten bir yaşam biçimi” diyor ve bu durumun korku düzeyine, bağımlılığa ve travma düzeyine bağlı bir hayatta kalma stratejisi, başa çıkma mekanizması olduğunu dile getiriyor. 

1995 yılında yayınlanan raporda Cincinnati Üniversitesi’nden bir psikolog olan Prof. Dee L. R. Graham ve meslektaşları, Stockholm sendromunun aşağıdaki dört koşulda ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu açıkladı:

  • Mağdurlar, hayatlarının onları esir alanların ellerinde olduğunu hissediyorlar.
  • Mağdurlar, kendilerine yiyecek verilmesi ve incitilmemelerini küçük nezaketler olarak algılıyor. 
  • Mağdurlar, onları esir alanlardan başkalarını görmeyecek şekilde izole edilmişlerdir.
  • Mağdurlar, içine düştükleri durumlarından kaçamayacaklarını düşünüyor.

Bunların yanında 1999 yılında yayınlanan FBI raporu rehinelerin %92’sinde hiçbir şekilde Stockholm sendromu belirtileri gözlemlenmediğini ortaya çıkardı. 

Stockholm sendromu nasıl geçer?

Stockholm sendromu tedavisi ancak psikiyatri veya psikoloji uzmanlarınca planlanacak uzun dönem görüşmeler, psikoanalizler ve gerektiğinde ilaç tedavisi ile geçebilir.

LiveScience, What Is Stockholm Syndrome?

Referanslar

https://pdfs.semanticscholar.org/fea2/8c58bc55c532ab2387f4743ef58b54647021.pdf

https://www.hsdl.org/?view&did=481801

https://connect.springerpub.com/content/sgrvv/10/1/3

Popüler Gönderiler