Bağırsak ve Beyin ilişkisi
İnsanlarda, hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) eksen, her türlü strese karşı birincil cevaplayıcıdır.
Bu eksen limbik sistemdeki en önemli oyunculardan biridir ve duygulara ve hafızaya yoğun olarak dahil olur.
Stres, HPA eksenini aktive eder ve sonuç olarak, beyin ve bağırsak dahil olmak üzere birçok organ üzerinde çeşitli etkilere sahip olan “stres hormonu” olan kortizolün salınmasına neden olur.
Bu şekilde, beynin strese tepkisi, epitelyal ve bağışıklık hücreleri, sinirler, Cajal’in (bağırsakların kalp atışları) interstisyel hücreleri ve enterokromaffin hücreler (serotonin sentezleyen hücreler) dahil olmak üzere bağırsak hücreleri üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.
Bağırsaklarımızda yer alan iyi bakteriler yani probiyotikler bunda önemli rol oynar.
Bunun aksine, bu hücre tipleri de yerleşik bakteri ordumuzun etkisi altındadır. Mikrobiyotanın beyni düzenlediği mekanizmalar henüz çok net olmasa da, kanıtlar aslında iki yönlü bir diyaloğun varlığına işaret ediyor.
Bir bakteri zihnimize ne yapabilir ki?
Bakterilerin zihinsel aktivitemiz üzerinde kontrol sahibi olabileceğine dair ilk ipuçları, 20 yıldan uzun bir süre önce geldi. Karaciğer ensefalopatisi olan ve şiddetli karaciğer hastalığı nedeniyle beyin fonksiyonlarında azalma olan hastaların oral antibiyotik aldıktan sonra önemli ölçüde iyileşme gösterdikleri bulunmuştur.
Daha sonra yapılan çalışmalar, mikrobiyomun zihin durumları üzerinde bir geçiş etkisinden daha fazla etkisi olduğuna dair ipuçları bulundu. Özellikle anksiyete (kaygı) ve depresif-benzeri davranışları etkilediği gösterildi.
Bir başka önemli gözlem, otizm ile disbiyoz (mikrobiyal dengesizlik) arası bağıntıdır. Otizmli çocuklar genellikle bağırsaklarında anormal ve daha az çeşitli bakteri topluluklarına sahiptir. Bir araştırmada Bağırsak bakterilerinin bağırsaktan beyini etkileyen ve / veya beyin işlevini değiştiren nörotransmiterle (sinir iletiminde kullanılan maddeler) ilişkili bazı maddelerin seviyesini değiştirebileceği belirtilmiştir.
2004 yılında yapılan bir araştırmada bağırsağında bakteri olmayan farelerin strese karşı abartılı bir HPA ekseni yanıtı verdiği belirtilmiş, yani stresle baş edemediği gösterilmiştir. Benzer şekilde bağırsağında bakteri olmayan farelerin kullanıldığı daha ileri araştırmalarda, bağırsak bakterilerinin eksikliklerinin hafıza fonksiyonunu değiştirdiği gösterilmiştir.
Bağırsağında bakteri olmayan fareler, mikrobiyom-bağırsak-beyin eksenini incelemek için yararlı bir araç olmuştur. Bir etkinin varlığını kanıtlanmasına yardımcı olmuşlardır. Ancak elbette bu sonuçların insanlara yorumlanması şimdilik mümkün değildir.
Diğer çalışmalar farklı yaklaşımlar kullanmıştır. Bazı çalışmalarda mikrobiyotanın ürettiği nöroaktif bileşiklerin etkileri araştırılmıştır. Diğer çalışmalar psikiyatrik veya nörolojik farklılıkları olan bireylerin bağırsak florasındaki farklılıklara bakmışlardır.
Araştırma genel olarak kesin sonuçlar sunmamıştır.
Bağırsak florasındaki değişiklikler görünse bile, ebedi tavuk veya yumurta sorunu devam eder: bağırsak florasındaki değişimin neden olduğu psikiyatrik durum mu, yoksa psikiyatrik durum ve değişmiş davranış modelleri bağırsak florasının değişmesine neden oldu mu? Ya da iki yönlü bir etkileşim var mı? Hala bu soruların cevapları araştırılmaktadır.
MedicalNewsToday, Gut bacteria and the brain: Are we controlled by microbes?, Sep 2016