Pazartesi, Ocak 13, 2025

Bunlara da göz atın

İlgili içerikler

VDDR1A Hastalığında Moleküler Testlerin Önemi

Vitamin D eksikliğine bağlı raşitizm tip 1A (VDDR1A), CYP27B1 genindeki biallelik patojenik varyantlardan kaynaklanan nadir bir durumdur. Bu gen, biyolojik olarak aktif 1,25-dihidroksivitamin D’yi üretmek için gerekli olan 25-hidroksivitamin D3-1-α-hidroksilazı kodlar. Enzimin yetersiz aktivitesi, kalsiyum ve fosfat metabolizmasında olumsuz etkilere yol açar. Bu durumun teşhisi genellikle klinik bulgular ve biyokimyasal testler ile konulur, ancak moleküler testlerin tanısal değerlendirmedeki önemi büyüktür.

Bir kız çocuk, 18 aylıkken fenotip ve biyokimyasal testlere dayanarak hipofosfatemik raşitizm tanısı aldı. Ailede başka etkilenen birey yoktu. Daha sonra doğan erkek kardeşte de benzer belirtiler görülünce, tanı yeniden değerlendirildi. Ekzom dizileme, her iki çocukta da homozigot CYP27B1 c.1040T>A (p.Ile347Asn) varyantını ortaya çıkardı. Hipofosfatemik raşitizm ile ilişkili genlerde herhangi bir varyant bulunamadı.

Klinik Bulgular ve Tanı Süreci

VDDR1A’nın klinik sunumu değişkenlik gösterir. Yayınlanmış vakaların incelenmesi, homozigot CYP27B1 varyantları ile tanı konan hastalarda genotip-fenotip korelasyonunun olmadığını ve çoğu vakada tanı anında düşük serum fosfat seviyeleri bulunduğunu göstermektedir. Bu durum, non-nutrisyonel raşitizm vakalarının tanısal değerlendirilmesinde moleküler testlerin klinik önemini vurgulamaktadır.

Genetik Testlerin Rolü

Genetik testler, özellikle nadir hastalıkların tanısında kritik öneme sahiptir. VDDR1A gibi durumlarda, doğru teşhis konulması ve uygun tedavi planlarının yapılabilmesi için genetik testler gereklidir. Bu durum, hastaların ve ailelerinin gereksiz tedavi süreçlerinden kaçınmalarını sağlar.

Pratik Çıkarımlar

VDDR1A tanısında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • Non-nutrisyonel raşitizm vakalarında moleküler testlerin yapılması.
  • Düşük serum fosfat seviyelerinin tanı sürecinde dikkate alınması.
  • Genetik testlerin, hastalığın klinik sunumunun değişken olabileceği durumlarda tanıyı netleştirmesi.

Sonuç olarak, VDDR1A hastalığında moleküler testlerin kullanılması, doğru teşhis konulması ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu testler, hastalığın klinik sunumunun değişkenliği ve genotip-fenotip korelasyonunun olmaması nedeniyle tanı sürecinde kritik rol oynamaktadır.

Orijinal Makale: Am J Med Genet A. 2024 Jun 1:e63780. doi: 10.1002/ajmg.a.63780. Online ahead of print.

Popüler Gönderiler