Vitamin D, genellikle kemik sağlığı ile ilişkilendirilse de, kardiyovasküler sağlık üzerindeki etkileri de giderek daha fazla önem kazanıyor. Yapılan yeni bir araştırma, akut koroner sendrom (AKS) geçiren hastalarda düşük vitamin D seviyelerinin diyastolik disfonksiyon ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Diyastolik disfonksiyon, kalbin gevşeme aşamasındaki yetersizlik olarak tanımlanır ve bu durum, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Araştırmanın bulguları, AKS’li hastaların tedavi süreçlerinde vitamin D seviyelerinin dikkate alınması gerektiğini gösteriyor.
Araştırma Yöntemleri
Bu çapraz kesitli çalışmada, AKS tanısı konmuş 117 hasta incelendi. Hastaların taburcu edilmeden önce diyastolik fonksiyonları ekokardiyografi kullanılarak değerlendirildi. Serum 25(OH)D seviyeleri ile diyastolik disfonksiyonun ekokardiyografik ölçümleri arasındaki ilişki analiz edildi. Araştırmalar sonucunda, vitamin D seviyesi ile IVRT ve E/e’ değerleri arasında anlamlı bir ilişki tespit edildi.
Sonuçlar ve Değerlendirme
Çalışmanın bulguları, düşük vitamin D seviyelerine sahip hastalarda IVRT ve E/e’ değerlerinin belirgin bir şekilde yüksek olduğunu gösterdi. Regresyon testleri, düşük vitamin D seviyesinin diyastolik disfonksiyon gelişimi için bir öngörücü ve bağımsız bir risk faktörü olduğunu ortaya koydu. Özellikle, korunmuş sol ventrikül sistolik fonksiyona sahip AKS’li hastalarda düşük vitamin D seviyelerinin diyastolik fonksiyon bozukluğu ile ilişkili olduğu saptandı.
Klinik Çıkarımlar
Araştırma, klinik uygulamalar için önemli çıkarımlar sunmaktadır:
– AKS’li hastaların tedavi planlarında vitamin D seviyelerinin izlenmesi ve yönetilmesi, diyastolik disfonksiyon riskini azaltabilir.
– Düşük vitamin D seviyeleri, hastaların uzun vadeli kardiyovasküler sağlıklarını olumsuz etkileyebileceğinden, erken müdahale önemlidir.
– Sağlık profesyonelleri, AKS’li hastalarda diyastolik disfonksiyon gelişimini önlemek için vitamin D takviyesini değerlendirebilir.
Sonuç
Bu çalışma, düşük vitamin D seviyelerinin, AKS’li hastalarda diyastolik disfonksiyon ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bulgular, diyastolik fonksiyonun korunması için vitamin D’nin önemli bir rol oynayabileceğini vurgulamakta ve bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Vitamin D eksikliğinin kardiyovasküler sağlığa olan etkileri, tıbbi uygulamalarda daha fazla dikkate alınmalıdır.
Orijinal Makale: Minerva Cardiol Angiol. 2024 Nov 29. doi: 10.23736/S2724-5683.24.06515-3. Online ahead of print.