Baş ve boyun kanseri, ağız boşluğu, farinks, larenks ve tiroidi etkileyen tümörleri kapsar. Bu kanserlerin gelişim süreçlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi, hastalığa yakalanma riski yüksek olan alt grupların tespit edilmesine yardımcı olabilir ve önleme programlarının uygulanmasını sağlayabilir. Vitamin D reseptör polimorfizmleri, vitamin D metabolizmasını ve hücresel tepkileri değiştirerek çeşitli tümörlerin karsinogenezini etkileyebilir.
Araştırma, baş ve boyun kanserinde vitamin D reseptör polimorfizmlerinin rolünü incelemek amacıyla sistematik bir derleme yapıldı. Embase, PubMed, Scopus ve Lilacs veri tabanlarında yapılan tarama sonucunda 19 makale dahil edilme kriterlerine uygun bulundu. Vitamin D reseptör polimorfizmi allellerinin (FokI, ApaI, BsmI, TaqI, Cdx2, rs2107301, rs2238135) sıklığı kaydedilerek, Review Manager yazılımı kullanılarak bir meta-analizde olasılık oranları hesaplandı.
Çalışma Bulguları
Alt grup analizlerinde, kanserin anatomik bölgesi (ApaI ve BsmI ile ağız kanseri, TaqI ile baş ve boyun kanserinin belirtilmemiş alt bölgeleri), genotipleme yöntemi (FokI ve BsmI) ve çalışmanın yapıldığı kıta (ApaI, FokI ve BsmI) ile anlamlı ilişkiler bulundu.
Sonuç ve Öneriler
Sonuçlar, literatürdeki diğer kanıtlar gibi heterojendi. Bu nedenle, vitamin D reseptör polimorfizmi ile baş ve boyun kanseri arasındaki ilişkinin daha doğru sonuçlar elde edilebilmesi için daha büyük örneklem boyutlarına sahip klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.
Pratik Çıkarımlar
• Baş ve boyun kanseri riskinin belirlenmesinde vitamin D reseptör polimorfizmleri dikkate alınmalıdır.
• Özellikle ApaI, BsmI ve TaqI polimorfizmleri, belirli anatomik bölgelerde daha belirgin risk faktörleridir.
• Gelecekte yapılacak çalışmalar, farklı kıtalardaki genotipleme yöntemleri ve popülasyonlar arasında karşılaştırmalı analizler yapmalıdır.
Orijinal Makale: J Oral Pathol Med. 2024 May 23. doi: 10.1111/jop.13543. Online ahead of print. PMID: 38782020 | DOI: 10.1111/jop.13543