Vitamin D’nin eksikliği dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak dikkat çekiyor. Bu eksiklik, serotonin düzenlenmesindeki dengesizliklerle ilişkilendirilen çeşitli rahatsızlıkların gelişimine katkıda bulunabilir. Bu bağlamda yapılan bir sistematik inceleme ve meta-analiz, Vitamin D takviyesinin serum serotonin seviyeleri üzerindeki etkisini değerlendirdi.
Birçok çalışmada, Vitamin D eksikliğinin dünya nüfusunun büyük bir kısmını etkilediği ve serotonin düzenlenmesindeki dengesizliklerle ilişkili çeşitli durumlarla bağlantılı olduğu vurgulanmıştır. Bu sistematik inceleme ve meta-analizin amacı, Vitamin D takviyesinin serum serotonin seviyeleri üzerindeki etkisini değerlendirmekti.
Yöntemler
Araştırmacılar, Eylül 2022’ye kadar PubMed, Scopus, Cochrane Central ve Web of Science veritabanlarını dil sınırlaması olmaksızın taradılar. Etki büyüklükleri, standart ortalama fark (SMD) ve %95 güven aralığı (CI) kullanılarak hesaplandı.
Bulgular
Analize altı randomize klinik çalışma dahil edildi ve toplamda 356 katılımcı yer aldı. Sonuçlar, müdahale ve kontrol grupları arasında serotonin seviyeleri açısından anlamlı bir değişiklik göstermedi (SMD: 0.24 ng/mL, %95 CI: -0.28, 0.75, p > 0.10). Alt grup analizleri de çocuklar, otizm spektrum bozukluğu olan katılımcılar, 10 hafta veya daha uzun süren müdahaleler ya da günlük 4000 IU’dan az Vitamin D dozu alanlar arasında serotonin seviyelerinde anlamlı bir değişiklik ortaya koymadı.
Önemli Çıkarımlar
• Vitamin D takviyesi, genel serotonin seviyelerini anlamlı şekilde değiştirmedi.
• Çocuklar ve otizm spektrum bozukluğu olan bireyler üzerinde yapılan alt grup analizleri de benzer sonuçlar verdi.
• 10 hafta veya daha uzun süreli müdahaleler ya da günde 4000 IU’dan az dozlarda Vitamin D alımı, serotonin seviyelerinde belirgin bir değişiklik yaratmadı.
Araştırmacılar, bu sistematik incelemenin sonuçlarının kesin olmadığını belirttiler. Ancak, daha iyi tasarlanmış randomize çalışmalara duyulan ihtiyacı vurguladılar. Bu tür çalışmaların, Vitamin D takviyesinin serotonin seviyelerini düzenlemedeki potansiyel rolünü ve depresyon ile ilgili rahatsızlıkların iyileştirilmesine etkisini değerlendirmesi gerektiği ifade edildi.
Orijinal Makale: 10.1002/hsr2.2276