Böbrek fibrozisi, kronik böbrek hastalığı (KBH) ile ilişkilendirilen ve böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyen ilerleyici bir süreçtir. Geleneksel Çin bitkilerindeki aktif bileşenler olan emodin (EMO) ve asiyatik asit (AA), güçlü anti-fibrotik özellikler sergilerken, bu bileşenlerin ağızdan alımı düşük biyoyararlanım ve sınırlı böbrek birikimi ile sonuçlanmaktadır. Ayrıca, oral probiyotikler KBH tedavisinde bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek kabul görmüş olsa da, bu probiyotiklerin uygulanma sonrası canlılığını korumak önemli bir zorluk teşkil etmektedir. Bu nedenle, çalışmamız hem böbrek fibrozisini hem de bağırsak mikrobiyota dengesizliğini yenilikçi ortak taşıma stratejileriyle ele almayı amaçlamaktadır.
Çalışmada, emodin ve asiyatik asit içeren nanopartikülleri (NPY’ler) kapsülleyen maya hücre duvarı parçacıkları (YCWPs) geliştirildi ve bunlar Lactobacillus casei Zhang ile birlikte kitosan/sodyum aljinat (CS/SA) mikrojellerine gömüldü. Geliştirilen mikrojeller, yüklenen NPY’lerin kontrollü salım özellikleri gösterdi ve Lactobacillus casei Zhang’ın bağırsakta kalma süresini uzattı. Ayrıca, in vivo biyodağılım, mikrojellerin taşıdığı NPY’lerin faresinin tıkanmış böbreklerinde önemli ölçüde biriktiğini ve bu sayede EMO ve AA’nın hasarlı böbreklerde birikimini önemli ölçüde artırdığını gösterdi. Daha da önemlisi, maya hücre duvarına dayanan ve bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde modüle eden bu mikrojel ile, TGF-β/Smad sinyal yolunu düzenleyerek böbrek fibrozisini etkili bir şekilde iyileştirebildiği gözlendi.
Yenilikçi Mikrojeller
Bu çalışmada geliştirilen yeni mikrojeller, emodin ve asiyatik asit içeren nanopartikülleri kapsüllerken aynı zamanda Lactobacillus casei Zhang’ı da içeriyor. Bu kombinasyon, hem terapötik hem de modülatör etkileşimlerin sinerjistik etkilerini sağlamak amacıyla tasarlandı. Mikrojeller, bağırsakta uzun süre kalabilen probiyotikler ve kontrollü salım özellikleriyle dikkat çekiyor.
İn Vivo Bulgular
Yapılan in vivo deneyler, mikrojellerin taşıdığı nanopartiküllerin tıkanmış böbreklerde önemli ölçüde biriktiğini ve bu sayede aktif bileşenlerin böbreklerde daha fazla birikmesini sağladığını gösterdi. Bu birikim, böbrek fibrozisini azaltmada önemli bir rol oynadı. Ayrıca, bağırsak mikrobiyotasının olumlu yönde modülasyonu ile genel sağlık üzerinde de olumlu etkiler gözlendi.
Somut Çıkarımlar
Çalışmanın sonuçları, böbrek fibrozisi tedavisinde yeni stratejiler sunmaktadır. Bu bulgular ışığında, aşağıdaki somut çıkarımlar yapılabilir:
- Yeni geliştirilen mikrojeller, böbrek fibrozisini azaltmada etkili olabilir.
- İçeriğindeki probiyotikler bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde modüle edebilir.
- Kontrollü salım özellikleri, terapötik bileşenlerin etkinliğini artırabilir.
Bu çalışma, böbrek fibrozisinin tedavisinde yenilikçi ve etkili bir yaklaşım sunmaktadır. Hem böbrek fonksiyonlarını iyileştirmek hem de bağırsak sağlığını desteklemek amacıyla geliştirilen bu mikrojeller, gelecekteki tedavi yöntemleri için umut verici bir seçenek olarak değerlendirilmektedir.
Orijinal Makale: J Nanobiotechnology. 2024 Jun 1;22(1):305. doi: 10.1186/s12951-024-02586-2.