Hava kirliliği kalp krizi riskini arttırır mı?

0
1648

Hava Kirliliği ve Kalp Krizi

Bir çalışma, ultra ince kirlilik parçacıklarına maruz kalmanın kalp krizi için tetikleyici olabileceğini bulmuştur. Araştırma, bu tür kirliliğe maruz kaldıktan 6 saat sonra ölümcül olmayan kalp krizlerinde %3-6 oranında bir artış olduğunu göstermiştir.

Hava kirliliği ve çeşitli sağlık koşulları arasında net bir bağlantı vardır ve özellikle çocuklar zarar görmeye yatkındır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kirlilik; inme, akciğer kanseri ve kalp hastalığından kaynaklanan ölümlerin üçte birine neden olmaktadır.

Çok ince parçacıklar (UFP’ler), özellikle solunum sağlığında, kirliliğin olumsuz sağlık etkileri için kilit nokta olabileceklerine dair kanıtlarla araştırmacıları özellikle ilgilendirmektedir. Bunun nedeni çok küçük boyutları, kütlelerine göre geniş yüzey alanları ve kan dolaşımına girme kabiliyetleridir.

Kentsel alanlarda, otomobillerde ve diğer araçlarda benzin veya dizelin yanması baskın UFP kaynağıdır.

Sonuç olarak, dünyadaki bazı şehirler merkezlerine giren araç sayısını önemli ölçüde azaltmaya çalışıyor. Environment International dergisinde yapılan bir araştırmaya göre, bu sadece hava kirliliğini değil, aynı zamanda gürültü kirliliğini ve sera gazlarını da azaltmaktadır; ayrıca yürüme ve bisiklete binme gibi daha aktif seyahat biçimlerini de artırır.

UFP’ler kalp sağlığını etkiler

Environmental Health Perspectives‘de yer alan en son çalışma, UFP’lerin kalp sağlığı üzerindeki etkilerine özellikle incelemiştir. Araştırmacılar UFP’ler ve kalp sağlığı arasında bir ilişki olduğundan şüphelenirken, bilim adamları bu çalışmadan önce bağlantıyı açıkça gösterememişlerdir.

Yale Üniversitesinde öğretim üyesi olan Phi Chen’e göre:

“Bu çalışma uzun zamandır şüphelenilen bir şeyi doğruluyor – hava kirliliğinin küçük parçacıkları ciddi kalp hastalığında rol oynayabilir. Bu özellikle maruz kalınan ilk birkaç saati içinde geçerlidir. Yüksek UFP seviyeleri ciddi bir halk sağlığı sorunudur. ”

Almanya’daki Helmholtz Center Münih Epidemiyoloji Enstitüsü müdürü Annette Peters, “1990’larda epidemiyolojik bir çalışmada UFP’nin astımlıların sağlığı üzerindeki etkilerini ilk gösteren biz olduk. O zamandan beri yaklaşık 200 ek çalışma yayınlandı. Bununla birlikte, epidemiyolojik kanıtlar tutarsız ve nedensel bir ilişkiyi ortaya çıkarmak için yetersiz kalmaktadır.

Çalışmanın yazarları, geçmiş bulgulardaki tutarsızlığın, bilim insanlarının UFP’leri ölçebileceği birçok farklı yoldan kaynaklandığına inanmaktadır. Örneğin, farklı grup boyutlarına, yüzey alanlarına veya miktarlarına bakabilirler. Ayrıca, sonuçlar araştırmacıların UFP’leri nasıl tanımladığına bağlı olarak değişir. En son çalışmanın yazarları araştırmalarında bu değişkenlerin çoğunu açıklamıştır.

Hava izleme sahaları

UFP’ler ve ölümcül olmayan kalp krizi arasındaki ilişkiyi belirlemek için bir ekip, 2005-2015 yılları arasında Almanya’nın Augsburg kentindeki hava kirliliği izleme sahalarından gelen verilere baktı.

Daha sonra bunu aynı dönemde şehirdeki ölümcül olmayan kalp krizi verileriyle karşılaştırdılar ve bulgularını ölümcül olmayan kalp krizlerinde de artışa neden olabilecek çeşitli diğer faktörleri hesaba katacak şekilde ayarladılar.

Araştırmacılar, özellikle parçacıklardaki artışı izleyen ilk birkaç saat içinde, artan UFP’ler ile ölümcül olmayan kalp krizi oranı arasında bir korelasyon olduğunu buldular. Kalp krizlerindeki bu artış, partikülleri nasıl ölçtüklerine bağlı olarak %3 ila %6 arasında değişiyordu.

Bununla birlikte, günlük UFP düzeylerine bakan bir çalışmada, ölümcül ve ölümcül olmayan kalp krizi arasında bir fark bulunmadığı belirtilmiştir.

Çalışmayı daha da ileri götürmek için Prof Chen, gelecekteki analizlerin hem hava kirliliğine hem de aşırı sıcaklığa yönelik saatlik maruziyetlere bakılacağını açıkladı.

MedicalNewsToday.Could air pollution increase heart attack risk?. 2020